geçende bir rüya gördüm

uyumamaya çalışıyorum gecelerce ayrılmak zor geliyor dünyadan uğraşıyorum ama hep yeniliyorum kendi sonsuzluğumu görüyorum, yalnızlığımı korkuyorum, üşüyorum sonra insanlar kıçın açıkta kalmıştır diyor ama gerçeği yalnız ben biliyorum rüya ölümün kardeşidir.

Sunday, November 28, 2004

korkunç bir drüa

dün gece çok çirkin bi rüya gördüm. önce böyle ben ölmüşüm insanlar konuşuolar vah vah o vapura binmeseydi falan diolar, vapur batmış boğularak öldüm sanıolar. sona böle kendimi görüorum, vapur batmaya başlıo, benim erhan die liseden bi arkadaşım var ne alakaysa ben onunla beraber bi sandal bulup kaçmaya başlıorum sona sandal su alıo, biz yüzerek kıyıya gitmeye çalışıorus böle fırtınalı bi hava var. sona kıyıya vardığımız zaman böle, niagara şelaleleride marily monroe nun gezdiği yerlere benzer bi yer de böle tünelli görevlili böle çok sevinioruz, olley kurtulduk die. sonra ordan bi adam çıkıo böle çok zayıf tuhaf böle piskopat bakışlı, bana iki el ateş edio ve ben ölüorum.
sonra böle insanları görüorum annem çok ağlıo herkes çok ağlıo beni boğuldu sanıyolar, ben onlara öyle ölmediğimi anlatamıyorum, böyle değişik 2 katlı bi evimiz var. çok çok üzülüorum avşarı göremiorum bi türlü, çok üzülüdüğünü hissediyorum ama ve herkesin toplamı kadar üzülüorum ben de bütün bu insanları üzdüğüm için, cesedimin denizde kaybolduğunu sanıo herkes.

sona arası yok ama ben bi şekilde bizim evdeyim herkesi görüorum ama kimseyle iletişim kuramıorum. evde küçük bi kız var, kardeşimmiş, onun aracılığıyla annemle konuşuyorum, arada kalmışım aslında hiç bişe yabamıorum ama anneme iyiyim falan diorum, avşarı soruorum nasıl diorum, böle çok kötü dio annem ama ben nedense evden çıkamıorum gidip yanına ona ulaşmaya çalışamıorum böle oralar çok kötü zaten herkes hep ağlıo.
sona böle bi şekilde bana bi görev verilio, eğer bi şekilde bi durumda katil olmadığımı kanıtlamam gerekio ama orasını tam annamıorum yani o ben miyim başkasının yerindemiyim öle abuk bi durum var ortada.
o arada bi noktada avşarı buluorum, böle o bana yardım edio katilin kim olduğunu bulmam için ama bi türlü bulamıorus e her seferinde suç ben yabmadığım halde benim üstüme kalıo ve sürekli baştan bi şans veriolar ama hep sonunda aynı şey oluo. hayata dönebilmek için bu olayı çözmem lazım die avşarla vazgeçmiorus hiç ama heb katil ben kalıorm sonuçta ve katili hiç bulamıoruz.

böööleee nası içlerim daraldı nasıl, uyanıorum uyanıorum rüyamdan daralıp, biras duruorum, yatıorum ve aynı rüyayı görmeye devam ediorum. korkunçtu.

Saturday, November 27, 2004

malzemeler

iyi bir rüya anlatıcısı olmak, "ay uyandığımda hatırlıyodum ama sonra unuttum" dememek için gerekenler:
bir kalem
bir defter

defter yatağın yanındaki masanın ya da her ne varsa onun üzerine konur. uykudan uyanılır uyanılmaz görülen rüya ana hatlarıyla kağıda dökülür. bütün rüyayı yazmaya gerek yoktur. ilerde notlara bakıldığında rüya kafanızda cillop gibi canlanacaktır, afiyet olsundur.
tatlı rüyalar.

ölüm

ilk rüyanın böyle olmasını istemezdim ama böyle:
çok uzun süren bir cinayet işliyorum. öldürdüğüm kişi bir kız ve sürekli olarak tanıdığım insanlar arasında değişiyor, ama kim olduklarını hatırlayamıyorum. bir sebeple öldürmem gerekiyor ve elimde bir bıçak var ama bir türlü başaramıyorum. bıçağı saplamak yerine orasını burasını kesip duruyorum. önce bileklerini kesmeye çalışıyorum sonra şah damarını ama sanki bıçak kör ya da ben cesaret edemiyorum bastırmaya ve tam olarak kesemiyorum. yavaş yavaş kanıyor her yeri. kız ölemiyor bir türlü ve gıkını bile çıkarmıyor sadece acıklı gözlerle bakıyor bana. acı çekmesini istemiyorum ama acısına son da veremiyorum. arada yanımızdan -burası geniş pencereli bir koridor- insanlar geçiyor ve ben her seferinde "tanrım bu da gördü, şu da gördü diye" endişeleniyorum, hepsini öldürmem mi gerekir acaba diye düşünüyorum. sonra kızı alıp başka bir yere goturuyorum artık durumu kötü, ölmek üzere, en son "bana bi şarkı söylesene" diyor birkaç kere, ve ölüyor. çok üzülüyorum. hiç tanımadığım bir adam geçiyor yanımdan, uzun uzun bakıyor bana sanki tanıyormuş gibi. "nolur kimseye anlatmasın" diyorum.
bitiyor böyle.

Friday, November 26, 2004

rüya biter yalnizlikla

ne unutmak mumkun
ne oynamak seninle
hayal gercek bir dus perdesinde
ruya biter yalnizlikla
yalnizlikla biter ruya...